No Result
View All Result
Özellikle karın bölgesinde çok fazla kilonun olması vücudunuzda inflamasyona neden olan pro-inflamasyon kimyasalları çok fazla ürettiğinin göstergesidir. Bu süreç hastalığı kötüleştirir ve yaşlanma sürecini hızlandırır.
Karın boşluğundaki organların etrafında biriken yağ hücreleri, stres hormonu olan kortizolün seviyelerini artırır ve bu da inflamasyonu artıran kimyasalların daha fazla üretilmesine neden olur.
İnflamatuar Hastalıklar bağırsakta başlar. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme ile bu durum düzeltilebilir.
Bağırsak Sendromu: İshal ve konstipasyon gibi defekasyon alışkanlığındaki değişiklikler ile seyreden,ağrılı barsak hastalığıdır.
Metabolik sendrom: Yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ile yüksek kan trigliseritleri vücudunuzda inflamasyon olduğunun ve diyabet ile kalp hastalığı bakımından risk altında olduğunuzu gösterir.
Hareketsizlik: Hareketsiz bir yaşam tarzı inflamasyona yol açar. Günde 60 dakika egzersiz yapmak metabolik sendroma karşı korur.
Stres: Stres, karın yağı birikimine neden olabilir.
Uykusuzluk: Stres düzeyinin azaltılması için her gece 7-8 saat uyunması gerekmektedir.
Kötü diş sağlığı: Bilim insanları diş etlerinde inflamasyona neden olan bakterinin aynı zamanda damarlarda inflamasyon ve kalınlaşmaya neden olan bakteri ile aynı olduğunu bulmuşlardır. Bu nedenle diş sağlığı inflamasyona karşı korunmada çok önemlidir.
İNFLAMATUVAR BARSAK HASTALIĞI NEDİR?
İnflamatuvar Barsak (Bağırsak) Hastalığı, sindirim sisteminde, özellikle de bağırsaklarda, iltihap içeren bir dizi durumu kapsar. Barsaklar bedenin, gıdanın sindirildiği, besinlerin ve suyun emildiği ve en sonunda atık maddelerin (dışkının) dışarı atıldığı bölgesidir.
İnsanlar bazen İrritabl Barsak Sendromunu (İBS) ve İnflamatuvar Barsak Hastalıklarını (İBH) birbiriyle karıştırırlar.
İshal ve kabızlık belirtileri benzer olsa da, İnflamatuvar Barsak Hastalığı ve İrritabl Barsak Sendromunun nedenleri farklıdır.
İrritabl Barsak Sendromu, fonksiyonel bir bozukluktur, yani sindirim sistemi normal yapıdadır ama her zaman düzgün çalışmaz.
İnflamatuvar Barsak Hastalıkları, iltihapla sonuçlanan ve bazen barsakların (bağırsakların) yapısında hasara neden olan kronik bir hastalıktır.
İnflamatuvar Barsak Hastalıkları:
♦Crohn’s hastalığı ve Ülseratif kolit (Bunlar, sindirim sisteminin farklı bölümlerini etkiler ve birbirinden kısmen farklı belirtiler gösterirler.)
♦İrritabl bağırsak sendromu
♦Diyare
♦Konstipasyon
♦Divertiküler hastalık
♣Crohn’s hastalığı,ağızdan anüse kadar tüm Gİ (Gastrointestinal) kanalı tutabilen,ekstra intestinal bulgulara yol açabilen kronik transmural inflamasyonla karakterize İBH’dır.
♣CH’da mukozal tutulum transmuraldir.(mukozanın tüm tabakaları)
♣ÜK’te ise mukoza ile sınırlıdır.
♣CH; Abse, fistül, fibrozis, strüktür ile karakterizedir.
♣ÜK’te kanama yaygındır.
İnflamatuvar Barsak Sendromunun Patofizyolojisi:
♦Genetik yatkınlık
♦Enteral flora
♦İmmün aracılı doku hasarı
♦Normal flora bakterilerindeki azalma (intestinal mikrofloradaki bozulmaya yol açar)
Yaygın görülen belirtiler:
♦Şişkinlik,
♦Tamamlanmamış dışkılama hissi,
♦Dışkıda mukus varlığı,
♦Diyare ya da konstipasyon,
♦Artmış Gİ (gastrointestinal) stres.
Semptomları Kötüleştirebilecek Etmenler
♦Aşırı laksatif
♦Antibiyotikler
♦Kafein
♦Düzensiz uyku
♦Stres
♦Beslenme alışkanlıkları
♦Sıvı alımı dengesizlikleri
İBS’de Ağrının Özellikleri:
♦İyi lokalize değil
♦Aralıklı
♦Defekasyon ile rahatlayan
♦Gece olmayan
♦Stres ile ilişkili
♦Yemek sonrası artan
Alarm Semptom ve Bulguları:
♦Rektal kanama
♦Elektrolit bozuklukları
♦Kilo kaybı
♦Anemi
♦Sedimentasyon yüksekliği
♦CRP yüksekliği
♦Ailede kolon kanseri
♦Ailede inflamatuar barsak hastalığı
İrritabl Barsak Hastalığı İçin Risk Faktörleri:
♦Kadın olmak
♦Gastroenteritler: bakteriyel ,viral
♦Östrojen kullanımı
♦Antibiyotik kullanımı
♦Gıda intoleransı
♦İskemik kolit hikayesi
Beslenme Tedavisi
♦Çözünebilir lif(fisilyum kabuğu), çözünmeyen life(buğday kepeği) göre daha etkindir.
♦Prebiyotikler(dirençli nişasta,oligosakkaritler,fruktanlar) patojenik enfeksiyonlara karşı direnç sağlanmasında etkilidir.
♦Probiyotikler (yoğurt, kefir, turşu), intestinal ağrıyı belirgin bi şekilde azaltır.
♦Besinlere karşı bireysel yanıtlardaki farklılıklar nedeniyle,beslenme bireye özgü olmalıdır.
Diyare
♦Sık ve sulu dışkılamadır.
♦Dışkı çıkışı günlük 300 ml’nin üzerindedir.
♦Na, K gibi elektolitlerin kaybı ile karakterizedir.
♦Mantar, bakteri, virüs enfeksiyonları, aşırı basit şeker tüketimi ve malnutrisyon ile ilişkilidir.
Beslenme Tedavisi
♦Amaç; sıvı sekresyonunu uyaran ve gastrointestinal geçişi arttıran yiyecekleri sınırlandırmaktır.
♦Çorbalar, sebze suları kullanılarak gerekli sıvı ve elektrolitler yerine konmalıdır.
♦Şeker sınırlandırılır(laktoz, fruktoz, sükroz, şeker alkolleri osmotik diyareyi kötüleştirebilir).
♦Prebiyotik bileşenler(pektin, fruktooligosakkarit, inülin, yulaf, hindiba) diyareyi kontrol altında tutmada etkilidir.
♦Probiyotikler enfeksiyonu önlemektedir ve rotavirüsün neden olduğu diyarenin şiddetini ve süresini azaltır.
♦Kısa zincirli yağ asitleri(bütirat, asetat, propiyonat) sıvı ve tuzların emilimini kolaylaştırır, gastrointestinal motiliteyi düzenlemeye yardımcı olur.
♦Mikro besin öğesi replasmanı yapılması,mukozal epitelyum hücrelerinin yenilenmeleri için yararlıdır.
Konstipasyon Belirtileri
♦Sert dışkı
♦Defekasyonda zorlama
♦Tam olarak dışkıyı vücuttan atamama hissi
♦Kalın barsak hareketlerinde azalma ile karakterizedir.
♦Haftada 2 ve ya daha az dışkılama vardır.
♦Günlük normal dışkı miktarı : 100-200g’dır.
♦Normal dışkılama; haftada 3 kez ile günde 3 kez arasıdır.
Konstipasyonun Nedenleri
♦Diyet posasının azlığı,
♦Hareketsizlik,
♦Düşük enerji alımı,
♦Yetersiz sıvı alımı,
♦Anksiyete,
♦Kronik laksatif kullanımıdır.
Kronik Konstipasyona Sebep Olan Hastalıklar:
Nörojenik hastalıklar
1.Otonomik nöropati
2.Diabetes mellitus
3.İntestinal psödo-obstrüksiyon
4.Parkinson hastalığı
5.Spinal kord yaralanmaları
Non-nörojenik hastalıklar
1.Hipotiroidizm
2.Hiperkalsemi
3.Hipokalemi
4.Crohn hastalığı
5.Sistemik skleroz
Beslenme Tedavisi
♦Posa(sebzeler, meyveler, kurubaklagil, tahıllı besinler, yağlı tohumlar)kolonik geçiş hızını artırır.
♦Probiyotikler intestinal motiliteyi artırırlar.
♦Günlük 2lt sıvı alımı konstipasyonun önlenmesinde önemlidir.
♦Gastrointestinal striktür ya da dismotilite gibi sorunları olan bireyler posa tüketimlerini yavaş yavaş arttırmalıdırlar.
Divertiküler Hastalık
♦Kolonun divertiküler hastalığı, kas tabakasındaki bazı yetersizlikler nedeniyle mukozanın dışa doğru balonlaşmasıdır.
♦Uzun dönem konstipasyon sonucu oluşur.
Genel olarak;
♦Asemptomatik divertiküler
♦Semptomatik komplikasyonsuz
♦Semptomatik komplikasyonlu divertiküler hastalık olarak üç farklı klinik kategoride incelenir.
Beslenme Tedavisi
♦Diyet posadan yüksek olmalıdır.
♦Abdominal distansiyon ve ya gazdan dolayı posa alımı adım adım arttırılmalı.
♦Yeterli sıvı tüketimi olmalıdır.
♦Akut dönemdeki hastalar için; düşük elementel diyet; daha ciddi vakalar için ise TPN (Total Parenteral Nutrition) öncelikli olarak önerilebilir.
♦İlk anda az yağlı diyet önerilir.
D Vitaminin İBH ile İlişkisi
♦Crohn hastalığında ülseratif kolite göre genetik riskin daha fazla olduğu bilinmektedir.
♦Bireylerin güneşte kalma süreleri ile Crohn hastalığı insidansı arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Bu durumun nedenleri arasında; güneş ışığı ile aktif hale gelen D vitamini, çevresel faktörler veya bu hastalığın coğrafi bölgelere göre farklılık gösteriyor olması sayılmaktadır.
♦D vitamini,intestinal kanaldaki antimikrobiyal ürünleri arttırarak immünitenin gelişmesinde rol almaktadır.
♦İnflamatuar bağırsak hastalarında metabolik kemik hastalıkları ve kırık insidansının daha yüksek olduğu bilinmektedir.
♦Hastalarda görülen düşük kemik mineral yoğunluğunun hastalığın etkisi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.
♦İBH ile ilişkili osteoporozda inflamatuar sitokinlerin salınımı malabsorbsiyon, malnütrisyon, kortikosteroid kullanımı, fiziksel aktivite azlığı, sigara kullanımı, vitamin D eksikliği gibi birçok neden suçlanmaktadır.
Beslenme Tedavisi
♦Enerji gereksinmesi %19 artmaktadır.
♦Antioksidanlar,İBH’de inflamatuar sitokinlerin üretimini inhibe eder.
♦Omega3; ÜK’li hastalarda histoloji düzelme sağlar.
♦Omega6; CH’da relaps hızını azaltır.
♦Folat, B6, B12; glutatyon depoları(intrasellüler antioksidan) üzerinde koruyucu etkiye sahiptir.
♦MCT kullanımı yağ malarbsorpsiyonunda yararlıdır.
♦Şeker sınırlanır.
♦Az ve sık beslenme olmalıdır.
♦Diyet bireye özgü olmalıdır.
♦Probiyotik besinler remisyon periyodunu uzatır.
♦Prebiyotik besinler (oligosakkaritler, fermente posa, dirençli nişasta), patojenik mikroflorayı baskılar.
♦Laktoz intoleransında süt ve süt ürünlerinden kaçınılmalıdır.
♦Enerji : 25-35 kal/kg/gün ; Protein : 1-1.5g/kg/gün olmalıdır.
♦Enteral nutrisyon; remisyon artar, relaps sıklığı azalır.
♦Enteral nütrisyon şiddetli ÜK’de güvenilirdir.
♦TPN ise Cronh hastalarında daha etkilidir.
Genel olarak;
Perforasyon ve obstrüksiyonu olan hastalarda fındık, ayçekirdeği, kabak çekirdeği, mısır kabuğu, çörekotu, susam tohumu gibi besinler sınırlandırılır.
Sonuç
İnflamatuvar barsak hastalıklarının hem ortaya çıkışı hem de aktivasyonu ile diyetteki antijenler arasındaki sır perdesi henüz tam olarak kalkmamış olsa da büyük ölçüde aralanmıştır. Perde açıldıkça inflamatuvar barsak hastalıklarında diyetin önemi üst sıralara çıkacak gibi görünmektedir.
Zinde Kalın 😉
Dyt. Demet Ebru Usta
No Result
View All Result