Sağlıklı bir gebelik geçirerek doğum yapmak, her anne adayının hayalidir. Bu yüzden hamile planlanması sırasında dahi her şeyin kusursuz olması ve sorunsuz ilerlemesi istenir. Gebelik Öncesi beslenme de bu planlamaya dahildir.
Anne olmak isteyen kadınlar bu dönemde beslenmelerine, uyku düzenlerine ve yaşam kalitelerine ekstra özen gösterirler.
Ancak çoğu anne adayı, bu konulara bebek beklediğini öğrendikten sonra dikkat etmeye başlar. Oysaki gebelik oluşmadan önce kişinin kendisini bu yoğun tempoya hazırlaması, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin değerlerinin sağlanması gerekir.
Bu nedenle hamilelik öncesi vitamin kullanımı, dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Hamilelik Öncesi Vitamin Kullanımının Önemi
Vitaminlerin insan vücudu için hayati değeri vardır. Anne ve bebeğin gebelik süresince sağlığı da vitaminler sayesinde şekillenir. Bebekler, annenin yediği besinlerden kan yoluyla yararlanabilir. Bu sebeple hamileler hem kendi hem de bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır.
Hamilelik Döneminde Vitamin Kullanımının Faydaları;
- Anne karnındaki bebek, gelişimini tamamlayabilmek için gereksinim duyduğu tüm bileşenleri annenin vücudundan sağlar.
- Bazı vitaminler döllenmenin gerçekleşmesinde ve embriyonun rahim içine tutunmasında önemli rol oynamaktadır.
- Annenin kan değerleri, bebekte oluşabilecek anomalilerin önlenmesinde etkili rol oynar.
- Gebelik sırasında vitamin eksikliklerine bağlı olarak oluşan hastalıkların önüne geçebilir.
Gebelik Öncesi Alınması Gereken Vitaminler
Folik Asit: Hamilelikle ilgili en önemli vitaminlerin başında folik asit, diğer adı ile B9 vitamini gelir. Gebelik öncesinde en az 3 ay süreyle ve hamileliğin ilk 12 haftasında kullanılması tavsiye edilir.
Çünkü folik asit; bebeğin sinir sisteminin gelişmesinde, DNA sentezinde ve hücre bölünmelerinde görev alır. Eksikliğinde ‘nöral tüp defekti’ başta olmak üzere birtakım sinir sistemi anomalilerine yol açabilmektedir.
B vitamini grubundan bir bileşen olması sebebiyle suda çözünür ve vücutta depolanamaz. Bu nedenle günlük olarak takviye edilmelidir. Günlük önerilen doz yaklaşık 400 mcg olmakla beraber bu değer kişiden kişiye farklılık gösterebileceği için almanız gereken miktarı doktorunuz belirlemelidir.
Özellikle yeşil yapraklı sebzelerde ve tam tahıllarda yüksek miktarda folik asit bulunur. Ispanak, brokoli, avokado, yeşil mercimek, karaciğer, yumurta sarısı, barbunya, kuşkonmaz bu besinlerin başında gelir.
Omega-3 Yağ Asitleri: Omega-3, vücutta üretilmeyen bir esansiyel yağdır. İçerisindeki EPA, DHA ve ALA değerleri günlük 3 grama kadar alınabilir. Kalp sağlığından göz sağlığına, bağışıklık sisteminden sinir sistemine ve beyin gelişimine kadar birçok sistem üzerinde etkilidir.
Bu da hamilelik sırasında ve öncesinde mutlaka omega-3 alınmasını gerektirir.
Omega-3, gebelik öncesi kullanıldığında anne ve bebeğin bağışıklığını kuvvetlendirmeye yardımcı olur, bebeğin organlarının oluşumunu ve gelişimini destekler. Omega-3 açısından zengin besinlerin tüketimi ya da takviye alarak bu dönemde vücudun ihtiyacı karşılanmalıdır.
Somon, uskumru, sardalya gibi yağlı soğuk su balıkları, keten tohumu, chia tohumu, ceviz, semizotu, soya fasulyesi ve avokadoda bulunur.
Demir: Demir eksikliği, genç- yaşlı tüm kadınların genel sağlık sorunu durumuna gelmiştir. Ancak hamilelerin demir mineraline olan ihtiyacı çok daha fazladır.
Hamilelikle birlikte kan hacminde artış yaşanır ve bebeğin ihtiyacı olan demirin depolanması için annenin demir depoları kullanılır.
Düşük ve erken doğum riskini ortadan kaldırmak, bebekte gelişim geriliğini önlemek ve eksikliğinde oluşabilecek yorgunluk, hâlsizlik, ciltte solgunluk, nefes darlığı gibi şikâyetleri yok etmek amacıyla gebelik öncesinde demir depolarını doldurmak oldukça önemlidir.
Yumurta, ıspanak, semizotu, karaciğer, kırmızı et (yağsız), tavuk, balık, kuru baklagiller, kuru üzüm, yeşil sebzeler demirce zengin besinlerdir.
D Vitamini: D vitamini, yağda çözünen vitaminler arasında yer alır. Özellikle üreme hormonlarının sentezlenmesinde ve kemik sağlığında büyük rol oynar. Bebeklerin gelişimi ve bağışıklık sistemi üzerinde de önemli etkileri bulunur.
Bu nedenle eksikliğinde gebelik öncesinden başlanarak takviye edilmelidir.
D vitamini eksikliği besin ve takviye yoluyla giderilmeye çalışılsa da tamamen ortadan kalkmayabilir. Sadece gebelik öncesinde ve sırasında değil, sonrasında ve hayatın her döneminde D vitaminince zengin gıdalarla beslenmeye dikkat edilmelidir. Güneş ışığı en güzel D vitamini kaynağıdır.
Patates, yumurta, balık ton balığı, uskumru, somon, istiridye, mantar ve süt ürünlerinde bulunur.
B Vitaminleri: B vitaminleri aynı folik asit ve C vitamini gibi suda çözünen bileşenlerdir. Fazlası idrar yoluyla dışarı atılır. Depolanamadığı için günlük olarak tüm B vitaminlerinden vücuda kazandırmanız gerekir.
B1, B2, B6 ve B12, B grubu vitaminler arasında en önemlileridir. Sinir sistemi üzerinde etkili olan B grubu aynı zamanda kanın oksijen taşımasına da yardımcıdır. Eksikliğinde enerji düşüklüğü, yorgunluk, baş dönmesi gibi şikâyetlerde ve kansızlık, unutkanlık, düşük riski gibi durumlarda artış görülür.
Muz, fıstık, ay çekirdeği, yeşil sebzeler, baklagiller (nohut, mercimek, fasulye), hayvansal gıdalar (et ve et ürünleri, yumurta, peynir, süt, yoğurt), deniz ürünleri (ahtapot, somon, ton balığı) ve kuru yemişlerde bulunur.
Çinko: Gebelik öncesi alınması gereken minerallerden bir diğeri de çinkodur. Çinko hem kadın hem de erkek üreme sistemini destekleyen bir bileşendir. Kadın ve erkek üreme hücrelerinin kalitesini artırır.
Kadınlarda yumurtlamayı destekler, progesteron hormonunun üretimini artırır. DNA ve protein yapısındaki etkisi sebebiyle embriyonun gelişimine katkı sağlar.
Bu nedenle özellikle bebek sahibi olmak isteyen anne adaylarının çinko değerlerine baktırmaları ve gerekiyorsa takviye etmeleri gerekir.
Kırmızı et, kabak çekirdeği, fındık, fasulye, süt ürünleri, tahıllar, ıstakoz, yengeç ve istiridye çinko bakımından oldukça zengindir. Ancak istiridye gibi deniz ürünleri tüketilecek ise iyi pişirilmesi gerekir.
Zinde Kalın
Dyt. Demet Ebru Usta